Selam,
Geçenlerde yavaş yavaş alkolik mi oluyorum diye kendime sordum? Evet oluyordum, hatta olmuştum ama zaten olmamanın imkanı mı vardı?
Bırakmayı düşünmüştüm uzun uzun, sonuçta her zaman formda olmaya çalışan biriyim, fiziksel performansımı düşürecek şeylerden uzak durmaya çalışıyorum.
Ama herşey gibi bu da uzun karşılaştırmalar sonucu yapılmış bir tercihti.
Alkolsüz bir hayat ,teoride olumlu görünen, yaşayan bolca beyin hücresi, keskin bir zihin ve olan biten hakkında kimyasallardan bağımsız saf bir algı kazanılması gibi getirilerine karşın, bu getirilerin çalışırlığında bir sorun vardı. Algılanması sonucu neredeyse her defasında mutsuzluk getiren bir hayat ve düzen vardı ortada. Düzeni sevmiyorum. Kelime anlamı olarak bile yeterince suçlu. Somut yada soyut dağınık olanı bir şekle sokmak, hizaya getirmek, amaca yönlendirmek. Baştan aşağı manüpülasyon kokan bir eylem. Düzen, kurallar ve gerçekler hakkındaki düşüncelerim sanırım beni çok kesin bir noktaya ulaştırdı. Düzenlenmiş olan maskelenmiş olandı. Asıl olanı saklıyordu. Yani düzen kurguydu, bunun karşısında ise kaos vardı. Kaos çok daha dürüsttü, adalet olduğunu savunmuyordu, sonunda mutluluk olduğunu da. Kaos insanı beklentilerden arındırıyordu. Vaadediği hiç bir şey yoktu, olduğu gibiydi. Karar vermiştim kaos’tan yanaydım. Kaos dürüsttü, gerçekti. Ayrıca temiz olmanın insana kazandırdığı zihnen ve bedenen sağlanan kontrol, insan üzerindeki doğumdan bu yana var olan baskılar silsilesini açığa çıkartıyordu.
Kanımca alkol konusunda kabul edilmiş en büyük yanlış, ayık bilincin insanın kendi bilincinin sanılmasıdır. Oysa ayık bilinç kişi doğduktan sonra ona çevre tarafından yüklenen gerekli gereksiz bir sürü saçma düşünce kalıplarıyla, ahlak, din vb kurallara doldurulmuş, insan olmanın özünde getirdiği hayvanlığı baskılamaya çalışılarak arafta bırakılmış çelişkilerle tutarsızlaştırılmış hastalıklı bir bilinç düzeyiydi. Gerçek bilince ulaşmak için zihnin özgürleştirilmesi lazımdı. Bilincin üzerine çullanmış, asıl varolma nedenleri kişiyi olduğundan farklı bir hale getirip toplum düzenine adapte etmek olan tüm öğretilmiş şeylerden kurtulmak gerekiyordu. Bu kurallar, (nefret ettiğim) düzeni ve (inanmadığım) adaleti sağlamak gibi iyi olarak algılanan bir neden için konmuş olsalarda neticede yaptıkları gerçek olanı saklamak ve ehlileştirmekti. Gerçek olanı saklamak dürüst değildi. Gerçek iyi olmak zorunda değildi. İnsanın da özünde iyi olma zorunluluğu yoktu. Eğer içte kötülük varsa dışta da kötülük olmalıydı. Aslında bana kalırsa bu iyi kötü, doğru yanlış kavramları baştan aşağı safsata. Hiç birşeyin iyi yada kötü olduğuna artık inanmıyorum. İnsan neyse o olmalı ve sadece yapması gerekeni yapmalı bir sıfata ihtiyacı yok. İnsanları iyi yada kötü olarak nitelendirmek ise bakış açısı darlığı hastalığının bir nedeni sadece.
Alkolsüz insan bilinci bence doğal yani gerçek değil, aksine alkollü bilinç gerçek olan. Saf bilinci başlangıçtan bu yana zehirleyen alkol değil dayatılan kurallardı. Kurallarla zehirlenmiş ortaya çıkması yasak bilince ulaşmak için korkuyu, sorumluluğu, güvensizliği, tedirginliği ve sınırları ortadan kaldıran alkolü kullanmanızı tavsiye ediyorum. Kadehimi acı da olsa gerçeğe ve sadece gerçeğe kaldırıyorum. O gerçek ki bir kedinin ortalama ömrü 13 senedir der ama yine de başımın tacıdır.
http://wordpressthemesbase.com/view/1014.html
YanıtlaSilbu renk iyi mesela,
bu arada yazı on numara
Çok teşekkürler, renk tavsiyesi için de teşekkürler, sanırım bir değişiklik yapacağım.
YanıtlaSilBir teşekkür de bu siteyi gösterdiğin için.
YanıtlaSil